EK SAYFA – 1348-2
10. CEHENNEMİN ÖZELLİKLERİ VE YARATILMIŞ OLDUĞU
{غساقا}
/النبأ: 25/: يقال:
غسقت عينه
ويغسق الجرح،
وكأن الغساق
والغسق واحد.
{غسلين}
/الحاقة: 36/: كل شيء
غسلته فخرج
منه شيء فهو
غسلين، فعلين
من الغسل من
الجرح والدبر.
وقال عكرمة:
{حصب جهنم}
/الأنبياء: 98/:
حطب بالحبشية.
وقال غيره:
{حاصبا}
/الإسراء: 68/:
الريح
العاصف، والحاصب
ما ترمي به
الريح، ومنه
{حصب جهنم} يرمى
به في جهنم هم
حصبها، ويقال:
حصب في الأرض
ذهب، والحصب
مشتق من حصباء
الحجارة.
{صديد} /إبراهيم:
16/: قيح ودم. {خبت}
/الإسراء: 97/:
طفئت. {تورون}
/الواقعة: 71: تستخرجون،
أوريت أوقدت.
{للمقوين}
/الواقعة: 73/: للمسافرين،
والقي القفر].
وقال ابن
عباس: {صراط
الجحيم}
/الصافات: 23/:
سواء الجحيم
ووسط الجحيم.
{لشوبا من
حميم}
/الصافات: 67/: يخلط
طعامهم ويساط
بالحميم.
{زفير وشهيق}
/هود: 106/: صوت
شديد وصوت
ضعيف. {وردا} /مريم:
86/: عطاشا. {غيا}
/مريم: 59/: خسرانا.
وقال مجاهد: {يسبحون}
/غافر: 72/: توقد
بهم النار.
{ونحاس}
/الرحمن: 35/:
الصفر، يصب على
رؤوسهم. يقال:
{ذوقوا} /الحج: 22/:
باشروا
وجربوا، وليس
هذا من ذوق
الفم. {مارج}
/الرحمن: 15/: خالص
من النار، مرج
الأمير رعيته
إذا خلاهم
يعدو بعضهم
على بعض. {مريج}
/ق: 5/: ملتبس، مرج
أمر الناس
اختلط. {مرج
البحرين}
/الرحمن: 19/: مرجت
دابتك تركتها.
غساقا kelimesi gözden dökülen yaş ve vücuttaki yaralı bölgeden akan
irin, kan anlamına gelir. Nitekim gözyaşının aktığını anlatmak için غسقت عين
denirken yaralı bölgeden irin ve kan aktığını ifade etmek üzere يغسق الجرح denir. Bu bakımdan الغساق kelimesi ile الغسق kelimesi eş anlamlı
gibidir.
Herhangi bir şeyi yıkadıktan sonra ondan çıkan kir, leke ve
pisliklere غسلين denir. غسل kökünden فعلين vezninde türetilen bu kelime cehennemliklerin yaralarından ve
vücutlarındaki çıbanlardan الدبر çıkan irin, kan ve cerahat anlamına gelir.
حصب
جهنم kelimesi Habeş dilinde
odun anlamına gelir. Aynı kökten türeyen حاصبا kelimesine şiddetli rüzgar, kasırga
anlamı verilmiştir. الحاصب kelimesi rüzgarın saçıp savurduğu, etrafa fırlattığı nesnelere
denir. İşte حصب
جهنم terkibi, bu anlam esas
alındığında cehennemde etrafa fırlatılacak nesne anlamına gelir. حصب في الأرض cümlesinde حصب fiili "yürüdü / gitti" anlamında kullanılmıştır. الحصب
çakıl taşı anlamına gelir.
صديد irin, cerahat ve kan anlamına gelen bir kelimedir. خبت fiili söndü, ateşi -
ısısı kayboldu gibi anlamlara gelir.
تورون fiili çıkardığınız, elde ettiğiniz anlamına
gelirken للمقوين kelimesi yolcular demektir.
صراط
الجحيم
terkibini Abdullah İbn Abbas cehennemin tam ortası,
cehennemin içi diye tefsir etmiştir..
لشوبا
من حميم
ifadesi şu anlama gelir: Cehennemliklerin yiyecekleri karıştırılır ve içine
kaynar su katılır.
زفير
وشهيق
ifadesinin anlamı şöyledir: Çığlık (acıdan kaynaklanan yüksek ses) ve inilti. وردا
susuzluktan kavrularak demektir.
غيا
hüsrana uğramayı anlatan bir kelimedir.
Mücahid يسبحون fiilini açıklarken şöyle demiştir:
"Cehennemlikler için ateş yakılır, tutuşturulur.
ونحاس Cehennemliklerin tepelerinden aşağı aktarılacak olan bakır
eriyiğidir.
ذوقوا (Tadın bakalım!) fiili, ağızdan alınan
tatları anlatmaz. Burada "cehennemdeki sıkıntıyı bizzat görün, hissedin ve
tecrübe edin bakalım!" anlamı kasdedilmiştir.
مارج saf ateş demektir. مرج
الأمير رعيته cümlesi şu anlama gelir: "Komutan ordusunu düşmana
saldırmak üzere serbest bıraktı!"
مريج kelimesi karışık anlamına gelir. مرج
أمر الناس
cümlesinde bu anlam bulunmaktadır. Bu cümle: "Insanların
işleri karmakarışık oldu" demektir.
مرج
البحرين
Eğer hayvanını / bineğini salıverirsen, bırakırsan مرجت
دابتك
denir.
حدثنا
أبو الوليد:
حدثنا شعبة،
عن مهاجر أبي
الحسن قال:
سمعت زيد بن
وهب يقول: سمعت
أبا ذر رضي
الله عنه يقول: كان
النبي صلى
الله عليه
وسلم في سفر،
فقال: (أبرد). ثم
قال: (أبرد). حتى
فاء الفيء،
يعني للتلول،
ثم قال:
(أبردوا
بالصلاة، فإن
شدة الحر من
فيح جهنم).
[-3258-] Ebu Zer r.a. anlatıyor: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir yolculuk sırasında: "Serinliği bekle (أبرد)!" buyurdu. Bir süre geçtikten sonra yine: "Serinliği
bekle (أبرد)!"
buyurdu. Bu şekilde tepelerin gölgeleri eteklerine düşene kadar vakit geçti.
Sonra Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Namazı serinlik vaktine kadar erteleyin!
Çünkü bu aşırı sıcaklar adeta cehennemin bir yalazıdır."
حدثنا
محمد بن يوسف:
حدثنا سفيان،
عن الأعمش، عن
ذكوان، عن أبي
سعيد رضي الله
عنه قال: قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (أبردوا
بالصلاة، فإن
شدة الحر من
فيح جهنم).
[-3259-] Ebu Said
el-Hudri'nin naklettiğine göre Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle buyurmuştur: "Namazı serinlik vaktine kadar erteleyin! Çünkü bu
aşırı sıcaklar adeta cehennemin bir yalazıdır."
حدثنا
أبو اليمان:
أخبرنا شعيب،
عن الزهري قال:
حدثني أبو
سلمة بن عبد
الرحمن: أنه
سمع أبا هريرة
رضي الله عنه
يقول: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (اشتكت
النار إلى
ربها، فقالت:
رب أكل بعضي
بعضا، فأذن لي
بنفسين: نفس
في الشتاء
ونفس في
الصيف، فأشد ما
تجدون من
الحر، وأشد ما
تجدون من
الزمهرير).
[-3260-] Ebu Hureyre r.a.'den nakledildiğine
göre Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Cehennem, Allah'a derdini
yanarak: 'Rabbim, kendi kendimi yiyip tüketiyorum! (Beni rahatlatacak bir çare
ver!)' dedi. Allah Teala da ona biri yazın diğer
kışın olmak üzere rahatlaması için iki defa nefes almasına müsaade etti. İşte
yazın hissettiğiniz en yüksek sıcaklık ve kışın hissettiğiniz en düşük soğukluk
bu sebepledir."
حدثني
عبد الله بن
محمد: حدثنا
أبو عامر:
حدثنا همام،
عن أبي جمرة
الضبعي قال:
كنت
أجالس ابن
عباس بمكة،
فأخذتني
الحمى، فقال:
أبردها عنك
بماء زمزم،
فإن رسول اله
صلى الله عليه
وسلم قال:
(الحمى من فيح
جهنم،
فأبردوها
بالماء، أو
قال: بماء
زمزم). شك همام.
[-3261-] Ebu Cemre ed-Dubai
anlatıyor: "Mekke'de Abdullah İbn Abbas ile
oturuyordum. O sırada beni ateş bastı. Abdullah İbn
Abbas bana şöyle dedi: "Zemzem suyu ile serinlemeye çalış, ateşini düşür!
Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
de: 'Bu hararet, adeta cehennemin bir yalazıdır. Hararetlenince su ile veya
zemzem suyu ile ateşinizi düşürüp serinlemeye çalışın!' buyurdu,"
Buradaki şekk ravilerden
Hemmam'a aittir.
حدثني
عمرو بن عباس:
حدثنا عبد
الرحمن: حدثنا
سفيان، عن
أبيه، عن
عباية بن
رفاعة قال:
أخبرني رافع
بن خديج قال: سمعت
النبي صلى
الله عليه وسلم
يقول: (الحمى
من فور جهنم،
فابردوها
عنكم بالماء).
[-3262-] Rafi' İbn Hadic şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in: 'Hararet, adeta cehennemin
fokurdamasından ileri gelir. Su ile bu harareti giderip serinlemeye çalışın!'
buyurduğunu işittim,"